Vejetaryenlerin Bıraktığı İz Daha Az

Vejetaryenlerin Bıraktığı İz Daha Az
         Bireyler, topluluklar ve örgütlerin faaliyetleri devam ettiği sürece atmosfere C (karbon) yayılır. Her birim için bu miktar çeşitli faktörlere göre değişiklik gösterir. Karbon ayak izi ise, birimlerin faaliyetleri sonucunda çevreye yaydığı toplam karbon miktarını belirtmek için kullanılan bir terimdir.

           Örgütler ve bireyler arasında tüketim ve sera gazi emisyonu bakımından büyük fark olsa da her ikisinin de karbon ayak izi ölçülebilir. Özellikle örgütler ve organizasyonların karbon ayak izi, çıkan sonuç çevre tahribatının bir göstergesi olarak kabul edildiği için işletmenin imajı açısından büyük önem taşır. Üstelik metan gazı ve CO2 (karbondioksit) artışının küresel iklim değişikliğiyle bağlantısı işletmeleri bu konuda bir toplumsal sorumluluk sahibi olmaya yöneltir. Ancak yasal zorunlulukların sıkı denetlenmediği ya da yasal düzenlemelerin yetersiz kaldığı ülkelerde işletmeler ucuz ancak çevreye göreceli olarak daha çok zarar verecek faaliyetlere yönelebilir. Bu noktada da işletme değerleri arasında ne sosyal sorumluluk kalır ne çevreye ve geleceğe saygı. 

          İşletmelerin yalnızca çıktıları değil üretim aşamasındaki girdileri de faaliyet sonucu açığa çıkacak karbon yayılımında rol sahibidir. Üretimdeki kullanılacak enerji miktarı ve türü işletmeciler tarafından doğru seçilmedir. Bunun yanı sıra hammadde, üretimde kullanılacak her türlü alet ve makine ve işgücünün de yerli olması ulaşımın sebep olduğu karbon ayak izinin azalmasını sağlar.


           Beslenme ve yaşam biçimi de bireylerin karbon ayak izinde önemli yer tutar. Örneğin hayvansal gıda ağırlıklı beslenen bireyler doğaya yüksek oranda metan salınımı yapan hayvanların yetiştirilmesi ve naklinde yayılan karbondan kendilerine düşen miktarda sorumludur. Bir hayvanın beslenmesi için gereken besinin yetiştirilmesi, besinin hayvanın yiyebileceği hale gelmesi için işlem görmesi, besinin hayvana nakli; bir yanda hayvanın insan sağlığını tehdit etmemesi adına aldığı ilaçların üretim ve nakli, hayvandan gıdanın elde edilmesi, gıdanın nakli, ambalaja girmesi ve tüketiciye ulaşması süreçlerindeki toplam sera gazı emisyonunu bir düşünün. Bir de bitki temelli beslenen insanlarınkini. Bitkinin yerli olması, organik olması karbon ayak izinin azalması açısından daha da faydalıdır. Bu durumda bir de saksılarda, kentlerde evlerin küçük bahçelerinde dahi yenilebilecek bitki yetiştirme olanağını da hesaba katın. Haliyle bitki temelli beslenen insanlar hayvansal gıda ağırlıklı diyet uygulayanlara göre daha düşük karbon ayak izine sahip olur. 
"Kırmızı et kaynağı bir ineğin bir günde atmosfere saldığı metan gazı 0,23 kg civarıdır. Bunun karbondioksit karşılığı 4,83 kg.CO2 olup tükettiğimiz pişmemiş 1 kg sığır eti için doğaya 34,6 kg karbondioksit salınmaktadır." (OGM - http://bit.ly/JsrGHH)

          Peki bitki temelli beslenmenin yanında neler yapılabilir? Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek, geri dönüşüme önem vermek, ulaşımda çevre dostu araçları tercih etmek, tasarruflu elektrikli ve elektronik cihaz kullanmak, çevre dostu ambalajları üreticiden veya satıcıdan istemek, ağaç dikmek, şahsi araçla trafiğe çıkmak yerine toplu taşıma araçlarına binmek bunlardan bazılarıdır.

*Metnin tamamı VeganTürkiye'ye aittir. Yararlanılan kaynaklar ve alıntılar bağlantılarla gösterilmektedir. Ayrıntılı bilgi için akademik makaleler ve çalışmalardan, kurumların resmi web sitesindeki araştırma yazılarından yararlanabilirsiniz.

Yorum Gönder

0 Yorumlar